2024 sona ererken, yatırımcılar yeni yıla yönelik yol haritalarını oluşturmaya başladı. Hisse senedi piyasalarındaki yön arayışında TCMB’nin atacağı adımların önem taşıdığını belirten sosyal yatırım platformu ortak’ın Kurucularından Anıl Mertol, 2025 yılına ilişkin beklentilerini açıkladı.
Yılın son günlerine girerken Borsa İstanbul yön arayışını sürdürüyor. 2025 yılında genişletici para politikalarıyla birlikte hisse senedi piyasalarının pozitif bir görünüm çizebileceğini söyleyen ortak’ın kurucularından Anıl Mertol, yeni yıla ilişkin beklentilerini açıkladı.
“2025’te hisse senedi piyasasında TCMB’nin faiz politikası belirleyici olacak. 2024 yılının son çeyreğinde başlaması beklenen faiz indirimleri enflasyondaki düşüşün kısıtlı kalması sebebiyle bir süreliğine gecikti. Ancak beklentiler Merkez Bankası’nın 2025 yılında enflasyondaki düşüşe paralel olarak faiz indirimlerine başlayacağı yönünde.
Faizdeki yüksek seviyeler yatırımcıları mevduat ve tahvil gibi sabit getirili yatırım araçlarına yönlendirdi. Bunun yanı sıra yine aynı paralelde para piyasası fonlarına da oldukça büyük girişler gerçekleşti. Hisse senedi tarafındaysa 2024 içerisinde yatırımcı ilgisinin düştüğünü söyleyebiliriz. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun verilerine göre yıl içerisinde 8 milyonu aşan yatırımcı sayısı bugün geldiğimiz noktada 7 milyonun altına düştü.
Açığa satış yasağının kalkması hacimleri artırabilir
Enflasyondaki düşüş ve takiben TCMB’nin faiz indirimleriyle birlikte yurt içi yatırımcının risk iştahının artmasını ve yeniden hisse senedi piyasalarına yönelmesini bekliyoruz. Buna paralel olarak da yatırımcı sayısında yeniden bir artış ve zirve yolculuğu yaşanabilir. Hisse senedi piyasalarını pozitif anlamda etkilemesini beklediğimiz bir diğer husus da açığa satış yasağının kalkması. 2 Ocak itibarıyla BIST 50 Endeksi’ndeki paylarda açığa satış işlemi gerçekleştirilebilecek. Bunun da borsamızdaki işlem hacimlerini ve derinliği olumlu anlamda etkileyebileceğini düşünüyoruz.
Küresel gelişmeler de önem taşıyor
Borsa İstanbul’daki seyri kestirebilmek için yurt içi kadar yurt dışı kaynaklı gelişmeleri de takip etmek gerekiyor. ABD’deki enflasyonun gidişatı ve Fed’in bu gidişat doğrultusunda atacağı adımlar, yeni Trump döneminde ABD’nin uluslararası ticaret ve dış politikası, Ortadoğu’da ve komşu ülkelerde yaşanan gelişmeler de piyasalarımız üzerinde etki yaratabilir. Tüm bunlarla beraber geçtiğimiz dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artırımlarının sürmesi ve yabancı yatırımcı ilgisinin artması da takip edilmesi gereken gündem maddeleri arasında yer alıyor.”
