İyi Gelir Kurucu Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu ve Yapı Kredi Portföy Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Güçlü Çolak Bloomberg HT’de yayınlanan ‘Fon Evreni’ programına konuk oldular.
Sarıoğlu ve Çolak, yatırım fonlarına tercih etmek isteyen yatırımcılar için fonların nasıl oluşturulduğu, riskleri, maliyetleri gibi konularda bilgi paylaştılar.
İyi Gelir Kurucu Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu, “Fonları kolektif yatırım aracı olarak düşünebiliriz. Küçük birikim sahipleri için çok faydalı, güzel getirilerin sağlanabildiği yatırım araçları olduğunu söyleyebiliriz. ‘Hisse senedi, tahvil almak yerine ya da altına yatırım yapmak yerine neden fon alalım?’ diye sorulduğunda; profesyonel bir yönetim olmasını söyleyebiliriz Hisse senedi almak istediğinizde bilgi edinimler sınırlı düzeyde kalabilir. Fonu o işi çok iyi bilen bir profesyonel tarafından yönetiliyor olması yatırımcılar için çok büyük avantaj” dedi.
Fonlarda çeşitliğin fazla olduğunu belirten Sarıoğlu, “Örnek vermek gerekirse, hisse senedinde bir yatırımcı olarak 7-8 tane hisse senedin takip edebiliriz. Çeşitlendirmemiz sınırlı düzeyde kalıyor. Bir hisse senedi fonu aldığımızda içerisinde en az 25-30 tane hisse senedi olduğu için çeşitlendirme avantajı almış oluyor. Örneğin Tesla hisse senedini bireysel yatırımcı olarak nasıl yatırım yapacağımızı bilemeyiz, buraya ulaşmak zor gelebilir. Yabancı hisse senedi fonu alarak bunu çok rahatlıkla yapabiliyorsunuz” diye ekledi.
Yapı Kredi Portföy Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Güçlü Çolak ise fon çeşitleri hakkında bilgi verdi. Çolak, “Borçlanma araçları fonu dediğimiz zaman bu fonun minimum yüzde 80 oranında devlet borçlanma araçlarına yatırım araçlarına yatırım yapılıyor. Hisse yoğun fonlar aynı şekilde minimum yüzde 80 oranında hisse senetlerine yatırımı yapıyor. Altın, eurobond fonu gibi bu özelliği taşıyor finansal enstrümanları farklı oranlarda portföyünü taşıyan fonlar var; değişken karma olarak geçiyor. Bir fon çatısı altına fonlara yatırım yapan sepet fonları var. Fon çeşitlenmesi riski dağıtma ilkesine hizmet eden fonlar var. Para piyasası fonları var; bunların avantajı gecelik olarak değerlendiriliyor. Tematik fonlar dediğimiz yabancı menkul kıymetlere elektrikli araçlar, temiz enerji gibi belirli bir sektöre spesifik olarak yatırım yapan fonlar mevcut” dedi.
Fonların maliyetleri hakkında bilgi veren Sarıoğlu, “Fonun bir idari gider kısmı var. Fonlara üç ayda bir bağımsız denetim yapılıyor. Denetim ücretleri, noter masrafları gibi idari giderler oluyor. Bunun dışında da bir yönetim ücreti oluyor. Fonun portföy büyüklüğünün belli bir oranı şeklinde yıllık bir ücret olabiliyor. Kaç gün kalırsanız mesela 27 gün kaldınız o zamanın yönetim ücretini ödüyorsunuz” dedi.
Vergiler hakkında da Sarığlu, “Yüzde 10 vergi dediğimiz bir stopaj oranı var. Bankadan satışınızı gerçekleştiğinizde eğer bir kazanç gerçekleştiyse o kazancın üzerinden yüzde 10’nu kaynağında kesiliyor, o yüzden stopaj deniyor banka sizin adınıza vergi dairesine yatırıyor. Yerli hisse senedi fonlarında vergi stopaj sıfır” diye ekledi.
Fon yönetimi hakkında bilgi paylaşan Çolak, “Fon yönetimi bir ekip işi birçok enstrüman takip eden değişik değişik portföy yöneticileri çalışmakta. Piyasalardaki gelişmeler makro ekonomik, politik, jeopolitik olabilir. Bunları takip etmek ve bunların üzerinde düşünerek orta uzun vadeli strateji belirlemek gerekiyor. Günlük haber akışları, şirket hakkında ortaya çıkmış bir haber bir tablo olabilir. Merkez Bankası’nın aldığı karar olabilir. Mikro anlamda şirketlere ve sektörlere etkileri olabiliyor bu yüzden portföy yöneticisi bu haber akışını takip ederek daha önce oluşturulan stratejide değiştirilmesi gereken bir şey var mı bunun devamlı düşünüyor” dedi.