Faiz indirimi kesin
Batı alemi Noel tatiline çıkarak teknik olarak da yılı tamamlarken, içeride ise gündemi yarın açıklanacak yılın son ve olağan TCMB PPK toplantısı süslüyor. Faiz indirimine, uzun bir süredir nedenlerini enine boyuna tartıştığımız üzere kesin gözüyle bakıyoruz. Faiz indirim miktarının sembolik bir indirim olacağını düşünürken, TCMB’nin faiz koridorunda yapacağı ayarlama ile iş gören faiz oranının çok da aşağıya gitmeyeceğini de düşünüyoruz. TCMB’nin hazır bu kadar yol alınmışken beklenti yönetimini de iyi yönetmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Mevcut durumda politika faizi %50 seviyesinde bulunurken, borç alma faiz oranının %47 borç verme faiz oranı ise %53 seviyesinde bulunuyor. Bu minvalde, piyasada oluşan TL referans faizinin (iş gören faiz oranı) dün itibariyle %49,31 olduğunu not edelim.
ÖNEMLİ: Referans faiz düşmez
TCMB atacağı adımla faiz indirimine gidecek olsa da, TL referans faizde anlamlı oranda bir değişim görmeyeceğimizi düşünüyoruz. Dün akşam saatlerine açıklanan %30 asgari ücret artış oranın da son günlerde sosyal medyada dile getirilen abartılı oranların altında kalarak uygulanan mevcut programla belli ölçüde uyumlu bir tablo arz ettiğini söyleyebiliriz. Asgari ücret artışının piyasa etkisinin olumlu olacağını ve TCMB’nin faiz indiriminde konfor alanı sağlayacağını da düşünüyoruz. Bakan Şimşek, 2025 yılında bazı kamu fiyatlarının yeniden değerleme oranının altında artırılması yönünde çalışmalar yapıldığını belirtti. Beklenen enflasyon kadar yapılacak zam, piyasalar tarafından da olumlu karşılanacaktır.
Bizim piyasalarda gelişmeler
Dün Türk mali piyasaları günü ılımlı bir görünüm sergileyerek tamamladı. USDTRY kuru, bebek adımları ile veya otoritenin müsaade ettiği ölçüde 35,20 seviyesine yükselerek günü tamamladı. Enflasyonla mücadele kapsamında, TCMB’nin 2025 yılında da rotasının güçlü TL’den yana olacağı görüşümüzden hareketle, kış aylarını TL’de geçirmeye devam edeceğiz. Daha basit bir anlatımla, enflasyonun altında artış kaydedecek kura paralel, Mayıs 2024’den bu yana devam eden TL uzun pozisyonlarımızı korumaya gayret edeceğiz.
Hazır yeri gelmişken, TCMB’nin swap hariç yabancı para pozisyonu son yedi iş gününde yaklaşık 6,5 milyar dolar bozulma kaydettiğini de not edelim. Rezervlerde son günlerde yaşanan sert gerilemenin sebebinin tam olarak kestirememekle birlikte, yıl sonu etkisi ile yabancı çıkışlarının yaşanmış olabileceğini düşünüyoruz. Öte yandan, aşağıda da belirttiğimiz üzere, Brezilya kaynaklı gelişmekte olan ülke para birimlerinin geneline yansıyan bir satış dalgası da olabileceğini (bulaşıcılık) göz ardı etmiyoruz. Büyük resimde, enflasyonun gerileyeceği, kurun daha öngörüsü yüksek seyredeceği hatta TCMB’nin de faiz indirimlerine devam edeceği bir yılda, TL ve TL cinsi varlıklara yönelik yabancı talebinin güçlü seyretmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Ezcümle, TCMB rezervlerinde son günlerde yaşanan gerilemeyi şu aşamada endişe edilecek bir durum olmadığı yönünde yorumluyoruz.
Global fonlar geri dönecek
Sene sonu yabancı fonların pozisyon kapama işlemlerini bitirmesi ardından yeni senede tekrar Türk mali piyasalarında geri geleceklerini düşünüyoruz. CDS risk primi 260 baz puan seviyesine yaklaşarak hafif de olsa yukarıya gelirken, son dört gündür kesintisiz bir şekilde düşen BİST100 endeksi, dün günü %0,5 oranında artışla tamamladı.
ABD tahvil faizleri alarm veriyor
Yurtdışı cephede ise FED’in geçtiğimiz hafta faiz oranlarını 25 baz puan düşürmesi ve ekonominin gücü ile enflasyon hedefindeki yavaş ilerlemeye ilişkin sinyaller, yatırımcıların keyfini kaçırmıştı. FED toplantısı ardından açıklanan tüketici güvenindeki beklenmedik düşüşe rağmen, dolar endeksinin 108 seviyesinin üzerine yükselerek son iki yılın zirvesine çıkması, 10 yıllık devlet tahvilinin de %4,6 ile yedi ayın zirvesinde olması dikkat çekiyor. Yükselen faizler ve güçlü dolar altını son günlerde baskı altına alsa da, yılın başına göre altının %27 yükselişle 2010 yılından bu yan en iyi yıllık performansını kaydettiğinin de altını çizmemiz gerekiyor.
Altın 2025’te nereye?
Hazır yeri gelmişken, 2024 yılının favori yatırım araçlarından biri olan altına ilave yer vermek isteriz. Düşen enflasyon ortamı ve beraberinde merkez bankalarının faiz indirimleri, faiz getirisi olmayan altını elde tutma maliyetini azaltırken, tırmanan jeopolitik riskler de yükselişte önemli bir yer tuttu. Belki de en önemlisi, ABD’nin önlenemez bir şekilde artan kamu borcu ve doların durmadan ‘silah’ olarak kullanılması da merkez bankalarının rezerv çeşitliliğine gitmesine neden oldu. 2025 yılında da benzer argümanların geçerliliğini korumaya devam edeceğinin altını kalınca çizsek de, piyasalar FED’in faiz indirim patikasının öncelikli olarak görmek isteyecektir. FED’in de Trump’ın tarife artışı ve onun enflasyonist etkileri görmek isteyeceğini düşününce, altının yılın ilk yarısı yerine ikinci yarısında yeniden ışıldayacağını düşünüyoruz.
Neredeyse 2bin dolardan bu yana devamlı uzun pozisyon taşıdığımız altında, hedef seviyemiz 2025 yılında da değişmeyerek 3bin dolar seviyesinde kalmaya devam edeceğinin not edelim. Bu kapsamda, mevcut altın uzun pozisyonlarımızı her anlamlı düşüşte güçlendirmek yönünde bir yatırım stratejisi izleyeceğiz.
Trump çalkantılarına hazırlanın
Piyasaların ise koltuğa oturmasına neredeyse üç hafta kalan Trump’tan enflasyondan daha çok çekindiklerini not etmek gerekiyor. Yatırımcıların bu bağlamda yüksek seyredecek volatiliteye hazır olması ve panik yapmaması gerekiyor. Mesela son günlerde Trump, Panama’nın kanal kullanım ücretlerini “gülünç” olarak nitelendirerek, bu durumun ABD ticaretine zarar verdiğini iddia etti. Ayrıca, kanalın “yanlış ellere” geçmemesi gerektiğini vurgulayarak, şartların yerine getirilmemesi hâlinde kanalın ABD’ye iadesini talep edebileceğini belirtti.
Dün ise, Trump’ın ekibi, Avrupa’daki yetkililere, NATO üyesi ülkelerin savunma harcamalarını GSYİH’lerinin %5’ine çıkarmalarını talep edeceklerini iletti. Bu, mevcut %2 hedefinin oldukça üzerinde bir oran olup, ittifak içinde tartışmalara yol açtı. Elbette, %3 oranında ilave bir artış, savunma sanayi açısından büyük bir adım olarak okunurken bu cenahta bulunan şirketlerin hisselerinin de alıcı gözle takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bitcoin’de kısa vadeli hedef $125-130 bin
Trump faktörünün dünya için öngörülebilir bir risk olacağını düşünmekle birlikte, tarife politikalarının bir noktada dönüp dolaşıp doları zayıflatacağını da göz ardı etmiyoruz. Bu bağlamda, altının yanı sıra, felsefesine çok inandığımız blokzincir teknolojisine ve dijital altın Bitcoin’e kucak açmaya devam edeceğiz. Teknik mânâda çok uzun bir süredir ön plana taşıdığımız Bitcoin’de 125-130 bin dolar seviyesindeki kısa vadeli hedefimizin de arkasında durmaya devam ediyoruz. Avrupa’nın yaşadığı siyasi ve yapısal sorunlar nedeniyle EURUSD paritesinin yönünü aşağıya olacağını, yılın ilk çeyreği ardından dolara karşı illaki bir para seçeceksek favorimizin sterlin olacağını belirtelim.
2025’te Siyah Kuğular
Trump riskini cebe koymamız ardından, 2025 yılında siyah kuğu olarak Brezilya ve Çin’i de gördüğümüzü belirtmek isteriz: “Siyah Kuğu” terimi, önceden tahmin edilemeyen, gerçekleşme olasılığı çok düşük ancak gerçekleştiğinde büyük ve genellikle olumsuz etkiler yaratan olayları tanımlamak için kullanılır. Bu kavram, yatırımcı ve akademisyen Nassim Taleb tarafından popüler hâle getirilmiş ve onun 2007 yılında yayımlanan kitabında detaylı olarak açıklanmıştır.
Brezilya’nın para birimi Real, son haftalarda dolar karşısında sert bir şekilde değer kaybederek tüm zamanların en zayıf seviyesine geldi. Derinleşen mali kriz hisse senetlerinden tahvillere kadar tüm piyasaları derinden etkilerken, Brezilye Merkez Bankası Real’deki değer kaybını engellemek için son günlerde ciddi miktarda dolar satarak döviz piyasasına müdahale etti. Yatırımcılar, Devlet Başkanı Lula’nın artan bütçe açığını kontrol altına alma yeteneğinden şüphe etmeye başlarken (bütçe açığının GSYİH’nın %10’una ulaşması) Lula’nın sağlık sorunları durumu daha da zorlaştırmaya başladı.
Real 2024 yılında dolar karşısında %27 değer kaybederken, merkez bankasının aldığı önlemlerin yalnızca kısa vadeli rahatlama sağlayabileceğini düşünüyoruz.
Öte yandan, daha da büyük bir tehlike olarak gördüğümüz Çin’de yavaşlayan büyüme hızı, emlak sektöründeki kriz, yüksek yerel yönetim borçları ve zayıflayan tüketici talebi öne çıkıyor. Ayrıca, ihracata dayalı ekonomik modelinin ABD’nin tarifeleri ve küresel talepteki düşüş nedeniyle baskı altında olması, ekonomik toparlanmayı zorlaştırıyor. Bu sorunlar, hükûmeti daha fazla mali teşvik ve reform adımları atmaya zorluyor.
Bu kapsamda Çin, 2025 yılında 3 trilyon yuan (411 milyar dolar) değerinde özel hazine bonosu ihraç etmeyi planlayarak, rekor seviyede bir borçlanmaya gitmeye hazırlandığını görüyoruz. Bu adım, ABD’nin Çin ithalatına yönelik planladığı yüksek tarifelerin etkisini hafifletmek ve iç tüketimi, yenilikçi sektörlere yatırımları ve devlet bankalarının sermaye yapısını güçlendirmek amacıyla atılıyor. Elde edilecek fonlar, tüketici teşvik programları, ekipman modernizasyonları ve elektrikli araçlar, yarı iletkenler ve yeşil enerji gibi ileri teknoloji üretim alanlarına yönlendirilecek.
Ekonomik büyüme hedeflerini desteklemek için borçlanmayı artırma kararı, Çin’in deflasyonist baskılarla mücadele etmek ve ekonomisini istikrara kavuşturmak adına daha fazla mali teşvik uygulayacağını gösteriyor. Bu adımların işe yaramaması durumunda, Çin’in de tıpkı Japonya gibi (üretip tüketemeyen) olma ihtimalini göz ardı etmiyoruz!
Wall Street’e Noel Baba geldi
ABD borsaları, Noel tatili öncesi kısaltılmış işlem gününde güçlü bir kapanış kaydettiğini görüyoruz. Dow Jones ve Nasdaq endeksleri dört gün üst üste yükselirken, en büyük 500 şirketi işlem gördüğü S&P500 endeksi de üç günde yaklaşık %3 yükseliş kaydetti. ABD borsalarında son günlerde Noel Baba rallisinin etkili olduğunu görüyoruz. Teknoloji devlerinin liderliğinde gerçekleşen bu yükselişte Tesla %7,4 çip üreticisi Broadcom ise %3 yükselişle dikkat çekti. ABD Hazine faizlerinin yüksek kalmasına rağmen, yapay zekâ gibi uzun vadeli teknolojik gelişmelerin büyüme hisselerini desteklemeye devam ettiğini görüyoruz. Bu tip hisseleri barındıran QQQ ve SPY gibi gösterge hisse senetleri fonlarının (ETF) uzun vadeli yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bugün Noel tatili nedeniyle küresel mali piyasaların büyük bir kısmı tatil konumunda olacağını peşinen not edelim. Nüfusunun yaklaşık %10’u Hristiyan olan Suriye’de HTŞ yönetimi de bugünü Noel tatili ilan ederek dünyaya önemli bir mesaj verdiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “terör duvarını yıktıktan sonra Türkler, Araplar ve Kürtler olarak büyük bir kucaklaşmaya adım atacağız” diyerek Kabine toplantısı sonrası önemli mesajlar verdi. Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında tatil nedeniyle yönsüz bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Mali piyasaların gözü yarın açıklanacak TCMB faiz kararında olsa da, bugün Türkiye’de açıklanacak kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi takip edilebilir.
Kıbrıs İktisat Bankası, Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu