ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan’ın Türk Yönetici Direktörü Gökhan Özkan, Türkiye’nin sektördeki yerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özkan, Türkiye’nin yeniden cazip bir pazar haline geldiğini aktardı.
Detaylar…
Kaynak: AA / Aysu Biçer
JPMorgan’ın Yönetici Direktörü Gökhan Özkan, Aysu Biçer’in sorularını yanıtladı, Türkiye’ye dair önemli noktaların altını çizdi.
Özkan, TL varlıklarına dair değerlendirmede bulunurken yabancı sermayelere de dikkat çekti. Türk bankalarının değerleme seviyelerinin, yabancı yatırımcılar için önemli olduğun belirten Özkan, bunun en büyük örneği olarak son dört ay içinde gerçekleşen ‘Rabobank Türkiye’nin Rönesans Holding’e satışı’ ve ‘Lübnan’ın Bank Audi’sinin Türkiye’deki iştiraki olan Odeabank’ın satışına’ işaret eti.
Özkan, bu satın alımların her iki bölgenin karşılıklı fayda gördüğü stratejik bir uyum olduğunu dile getirdi.
‘Bu, Türk bankacılık pazarının cazip potansiyeline duyulan güveni ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme taahhüdünü gösteriyor.’ diyen Özkan, bu yatırımın ADQ’nun Türkiye’nin bankacılık potansiyeline olan güvenini bir kez daha gösterdiğini belirtti.
“Son yıllardaki zorluklara rağmen Türkiye’nin bankacılık sektörü yabancı yatırımcılar için fırsatlar sunmaya devam ediyor.”
Özkan, ‘Birkaç yıl önceki dalgalanmalara rağmen daha istikrarlı bir ekonomik ortam oluştu ve ülke uzun vadede kayda değer büyüme potansiyeli sunmaya devam ediyor. Uygulanan Ortodoks makroekonomik politikalar sayesinde, Türkiye hem borç hem de hisse senedi yatırımcıları için yeniden cazip bir pazar haline geldi.’ ifadelerine yer verdi.
ADQ için bu satım alım, türk bankacılık sektörüne giriş yapmak için uygun bir an olarak görülüyor.
Özkan, ADQ’nun satın alımını son olarak şu sözlerle değerlendiriyor;
‘Abu Dabi ile Ankara arasındaki yakın ilişkiler, sürecin kolaylaşmasını sağlayarak stratejik yatırımlar için destekleyici bir ortam yarattı. Bu çıkarların uyumu, ADQ’nun Türkiye’nin bankacılık sektöründeki varlığını genişletmesine olanak tanıyabilir, çünkü karşılıklı işbirliğinin güçlü bir temeli olduğunu biliyorlar.’
