Dünyadan faiz kararları, Trump yaptırımlarına tepkiler, altın ETF talebi: Küresel ekonomide neler oluyor?

tarafından
6 hours önce

Investing.com – Küresel piyasalarda, ekonomik ve ticaret politikalarına ilişkin son gelişmeler yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Fed’in faiz indirimi, Avrupa ekonomisine dair endişeler ve Çin ile ABD arasındaki ticaret politikaları, dünya ekonomisini şekillendiren önemli unsurlar olarak ön plana çıkıyor. 

Trump tarifelerinin Avrupa ekonomisine etkisi

Yunanistan Merkez Bankası Başkanı Yannis Stournaras, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileri ve ticaret engellerine yönelik vaatlerinin Avrupa ekonomisine zarar verebileceğini dile getirdi. Stournaras, bu politikanın Avrupa ekonomisini olumsuz etkileyebileceği ve döviz kuru üzerinde baskı yaratabileceği uyarısında bulundu. AB’nin ticaret politikalarının etkilenebileceğini belirten Stournaras, bu durumun Avrupa Merkez Bankasının para politikaları üzerinde belirli sonuçlar doğurabileceğini söyledi.

Stournaras, asıl etkinin Trump yönetiminin somut adımlarıyla şekilleneceğini vurgularken, ECB’nin şu aşamada politikalarını mevcut seyrinde sürdüreceğini ekledi. Avrupa ekonomisi üzerindeki belirsizliklerin arttığı bu dönemde, ABD’den gelecek kesin hamlelerin izleneceği ifade edildi. Özellikle gümrük vergileri kaynaklı olarak piyasa beklentilerinde oluşabilecek dalgalanmaların dikkatle takip edileceği bildirildi.

Trump’ın gümrük vergisi planları

S&P Global’ın analizine göre, Trump’ın ithalata yönelik %10 ve Çin mallarına %60 gümrük vergisi uygulama vaatleri, yalnızca müzakere stratejisinin başlangıç noktası olabilir. Uygulanması beklenmeyen bu seviyedeki vergiler, Trump sözünü tutarsa ABD enflasyonunu ilk yılda 1,8 puan artırabilir. S&P, bu politikanın özellikle ABD üretimine en az 1 puanlık darbe vuracağı ve geçici enflasyon baskısını artıracağını öngörüyor.

Bununla birlikte uzmanlar bu tür bir gümrük politikasının tam anlamıyla yürürlüğe girmesinin düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyor. S&P, gümrük vergilerinin sadece sözde kalabileceğini ancak piyasa beklentilerini ciddi şekilde etkileyebileceğini belirtiyor.

Çinli şirketlerin üçüncü ülkelerdeki operasyonları

Maybank ekonomisti Erica Tay, Trump’ın ticaret politikalarının yaratabileceği belirsizliklerin, Çinli şirketlerin üçüncü ülkelerdeki faaliyetlerini hedef alabileceğini açıkladı. Tay, özellikle Meksika’da üretilen Çin otomobillerine yönelik yüksek vergilerin, Çinli üreticilerin yurt dışında tamamlanma üssü olarak faaliyet gösterdiği fabrikaları ön plana çıkarabileceğini söyledi.

Çinli fabrikaların, Trump yönetiminin tarifelerindeki hedefler arasında yer alabileceğini ifade eden Tay, küresel tedarik zincirlerinin bu belirsizliklerden etkilenebileceğine dikkat çekti. Trump yönetiminin politikasının ayrıntılarının netleşmesiyle birlikte özellikle Asya merkezli üretim odaklı şirketlerin daha stratejik konum almalarının gerekebileceği değerlendirildi.

İngiltere iş gücü piyasasında yavaşlama

İngiltere’de iş gücü piyasasında düşüş eğilimi, 2021 yılından bu yana en zayıf ücret artışı göstergesiyle dikkat çekiyor. İşe Alım ve İstihdam Konfederasyonu/KPMG’nin verilerine göre, Ekim’de kalıcı pozisyonlar için başlangıç ücret endeksi, önceki ayki 52,8 seviyesinden 52,5’e geriledi. Ülkede iş başvurularının ve başlangıç ücretlerinin düşmeye devam etmesi, ekonomik belirsizliklerin artabileceğine işaret ediyor.

Geçtiğimiz haftaki vergi artışlarının da işe alımları etkileyebileceği tahmin ediliyor. İşe yerleştirme endeksi ise Eylül ayındaki 44,9’dan Ekim’de 44,1’e düştü. Uzmanlar, yeni hükümetin bütçesine yönelik belirsizliklerin ve ekonomik politikaların iş gücü piyasasını baskı altına aldığını belirtiyor. Başlangıç ücretlerinin zayıf seyri, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından endişe yaratıyor.

Japonya’da hanehalkı harcamaları düşüyor

Japonya’da Eylül ayında hanehalkı harcamaları üst üste ikinci kez düşüş gösterdi. Yüksek fiyatların tüketici iştahını kesmesi nedeniyle harcamalar bir önceki yıla göre %1,1 azaldı. Bu düşüş, Japonya Merkez Bankasının faiz oranlarını artırma planları için olumsuz bir işaret olarak değerlendiriliyor. Tüketici harcamalarındaki azalma, piyasa beklentilerini karşılayamadı.

Norinchukin Araştırma Enstitüsünden Baş Ekonomist Takeshi Minami, tüketim artışı gözlenmesine rağmen bunun kalıcı olmadığına dikkat çekti. Ekonomist, mevcut durumda yüksek hayat pahalılığı ve hane halkı tasarruf eğiliminin tüketici harcamalarını baskıladığını belirtti. Ekonomik toparlanmanın bu baskılar altında zayıf kalabileceği görüşü dile getirildi.

Hong Kong Merkez Bankası ve Körfez ülkeleri Fed’i izledi

Hong Kong Merkez Bankası, Fed’in faiz indirim kararını takiben faiz oranını 25 baz puan düşürdü. Bu adım, Hong Kong’un ABD dolarına sıkı sabitlenmiş para politikaları nedeniyle kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görülüyor. Hong Kong Para Otoritesi (HKMA), para politikasını ABD ile uyumlu hale getirerek %5,0 olarak güncelledi.

Buna paralel olarak, Körfez İş Birliği Konseyinde birçok merkez bankası da Fed’in hamlesini takip ederek faiz oranlarını azalttı. Körfez ülkeleri, döviz kurlarının dolara bağlı olması nedeniyle genellikle ABD faiz oranlarına uyum sağlıyor. KİK merkez bankalarının bu hamlesi, petrol ve doğalgaz ihracatına dayalı ekonomik dengelerini koruma çabasının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Peru Merkez Bankası faiz oranını düşürdü

Peru Merkez Bankası, ekonomistler tarafından beklenen %5 faiz oranı seviyesine çekerek, 25 baz puanlık bir indirimi gerçekleştirdi. Bu adımla Latin Amerika’nın en düşük faiz oranlarından birine sahip olmaya devam eden Peru, para politikasını enflasyon verilerine göre şekillendirmeye devam ediyor. Merkez Bankası, gelecekteki faiz değişikliklerinin belirli ekonomik verilere bağlı olacağını vurguladı.

Analistler, Peru’nun bu hamlesinin ekonomik büyümeyi teşvik etme amacı taşıdığını belirtiyor. Enflasyon baskılarının devam ettiği bu dönemde, merkez bankasının para politikasını esnek tutması bekleniyor. Faiz oranının %5 seviyesinde tutulması, yatırımların teşvik edilmesi ve tüketici harcamalarının canlandırılması açısından önem taşıyor.

Altın ETF talebi yükselişe geçti

Dünya Altın Konseyinin (WGC) verilerine göre, Ekim ayında üst üste altıncı kez altın borsa yatırım fonlarına (ETF) giriş görüldü. Küresel fiziki destekli altın borsa yatırım fonları, yılbaşından bu yana pozitif akış sağlayarak yatırımcı ilgisini çekmeyi başardı. Kuzey Amerika ve Asya’dan gelen güçlü talep, altına olan ilgiyi artırdı.

Jeopolitik gerilimlerin ve piyasalardaki belirsizliklerin sürdüğü bir dönemde, yatırımcılar güvenli liman olarak gördükleri altın ETF’lerine yöneliyor. Ekim ayında 4,3 milyar dolarlık girişle altın destekli ETF’lerin kolektif varlıkları 3.244 tona yükseldi. Altına olan talep, piyasa istikrarsızlıklarının sürdüğü bu dönemde güçlü kalmaya devam ediyor. 

Don't Miss

Global Piyasalarda Dalgalanma: Dolar, Pay Senetleri ve Tahvil Piyasalarında Son Durum

ABD dolarında ve küresel piyasalarda dalgalı bir seyir izlenmektedir. Hisse senetleri, tahviller

CHP Genel Başkanı Özel: Suriyeli sığınmacılar için eve dönüş paketi önermeliyiz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Suriyeli sığınmacılar için eve dönüş paketi önerisinde