Çin’in onshore yuanı, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret geriliminin azalacağına dair hiçbir işaretin olmadığı bir ortamda, neredeyse yirmi yılın en zayıf seviyesine geriledi. Onshore yuan 7.3518 seviyesine düşerek Aralık 2007’den bu yana en düşük seviyesine indi. Mart ayında Çin’de tüketici fiyatlarında deflasyon ikinci ayda da devam etti. Bu durum, ABD ile tırmanan ticaret savaşının fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskıyı artırabileceği endişesini doğurdu. Ancak buna rağmen Çin hisseleri, Perşembe sabahı Asya borsalarındaki rahatlama rallisine katıldı. Çin ana karasındaki CSI 300 endeksi %1,60, Hong Kong’un Hang Seng Endeksi ise %3,92 yükseldi.
Ticaret krizinin son gelişmesinde Başkan Donald Trump, Çin’e uygulanan gümrük vergilerini %125’e çıkardı, buna rağmen onlarca ticaret ortağına yönelik tarifeler için 90 günlük bir erteleme açıkladı. Bu hamle, Pekin’in ABD’den ithal edilen tüm ürünlere %84 vergi koymasının ardından geldi.
Yuan üzerindeki baskı giderek artıyor; zira yatırımcılar, Pekin’in ABD tarifelerinin etkisini dengelemek ve ihracatını daha cazip hale getirmek için para biriminin zayıflamasına izin verebileceğini düşünüyor. Çin Merkez Bankası’nın (PBOC) ekonomiyi desteklemek için para politikasında gevşemeye gitmesi yönündeki beklentiler de para birimi üzerinde baskı oluşturuyor.
Malayan Banking Berhad‘ın kıdemli döviz stratejisti Fiona Lim, “Trump artık tamamen Çin’e odaklanmış durumda; yuan bu ılımlı düşüşünü sürdürebilir. Yetkililer, değer kaybının spekülatif ve düzensiz bir hâl almasını istemiyor gibi görünüyor,” dedi.
Bu hafta, merkez bankasının yönetilen para birimi için referans kurunu 7.20 doların altına çekmesiyle, yuan üzerindeki düşüş yönlü beklentiler arttı. Bu seviye, yatırımcılar için Trump’ın seçilmesinden bu yana Pekin’in müdahale sınırı olarak görülüyordu.
Şu ana kadar Çin, bazı çevrelerin öngördüğü gibi agresif bir devalüasyona gitmekten kaçındı. Ticaret savaşı sürerken Pekin, “sonuna kadar savaşacağız” diyerek ABD tarifelerine karşı direniş gösterdi.
Bunun nedeni, yuan’daki keskin bir zayıflamanın ihracatı destekleme potansiyeline rağmen ciddi bir maliyet taşıması. Bu durum, Çin varlıklarına olan güveni zedelerken, Trump’ın zaten Çin’i para birimini manipüle etmekle suçladığı bir ortamda ABD ile gerilimi daha da artırabilir.
Çin Merkez Bankası (PBOC), Perşembe günü üst üste altıncı seansta da yuan’ın referans kurunu zayıflattı, böylece önceki seanstaki ayarlama temposunu korudu. “Fixing” olarak bilinen bu oran, yuan’ın onshore piyasadaki işlem bandını her iki yönde %2 ile sınırlar.
Ticaret Savaşı Yeni Riskler Doğururken Çin’de Tüketici Deflasyonu Sürüyor
Mart ayında Çin’de tüketici deflasyonu ikinci ayda da devam etti. ABD ile tırmanan ticaret savaşı, fiyatlar üzerinde daha fazla aşağı yönlü baskı oluşturma riski taşıyor.
Ulusal İstatistik Bürosu (NBS)’na göre, tüketici fiyat endeksi Mart ayında geçen yıla kıyasla %0,1 düştü. Şubat ayında bu oran %0,7’ydi. Bloomberg tarafından anket yapılan ekonomistlerin medyan tahmini ise sıfırdı.
Gıda ve enerji gibi oynak kalemleri dışlayan çekirdek TÜFE, Şubat ayında %-0,1’den Mart ayında %0,5’e yükseldi. Ancak üretici fiyat endeksi (ÜFE) 30. ayda da düşmeye devam etti ve Şubat’taki %-2,2’den %-2,5’e indi.
ABD ile süren ticaret çatışması kızıştıkça, ekonomiyi yeniden canlandırma ihtiyacı artıyor. Pekin, mali teşvikleri artırma planları hazırladı ve bu yıl iç talebi canlandırmayı öncelik haline getirdi.
NBS baş istatistikçisi Dong Lijuan, verilerle birlikte yayımlanan açıklamada, hava sıcaklıklarının artmasının gıda fiyatlarını düşürdüğünü, bunun da enflasyondaki düşüşe yol açtığını belirtti. Ayrıca, uzun tatil sonrası turist sayısındaki düşüş nedeniyle seyahat fiyatlarının da gerilediğini söyledi.
Dong, “Tüketici talebini artırmaya yönelik politika etkileri giderek kendini göstermeye başladı,” dedi.
Bloomberg Economics Ne Diyor?
“Çin’in Mart ayı fiyat raporu, ABD ile hızla tırmanan ticaret savaşının baskısı altındaki ekonomide deflasyonist baskıların sürdüğünü ortaya koyuyor. Mart başındaki Ulusal Halk Kongresi’nde açıklanan teşvik paketi bir ivme sağlayabilir, fakat henüz etkileri görülmedi. TÜFE’deki küçük toparlanma ise talepteki bir artıştan değil, düşük baz etkisinden kaynaklanıyor.”
— Eric Zhu