Investing.com – Küresel ekonomide son gelişmeler arasında ABD’nin bankacılık sistemine olan güven artarken, Çin ve İngiltere’nin faiz indirimlerine yönelik gelişmeler ve beklentiler yer alıyor.
Moody’s ABD bankacılık sisteminin görünümünü durağana yükseltti
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, ABD’nin bankacılık sistemine ilişkin görünümünü negatiften durağana çevirdi. Moody’s, bu değişikliği, faiz indirimlerinin ve ılımlı ekonomik büyümenin devam etmesinin banka varlık kalitesini istikrara kavuşturacağı ve karlılığı artıracağı yönündeki beklentilerine dayandırdı.
ABD bankaları için görünümdeki bu değişiklik, ekonominin istikrar kazanmasının ve bankaların varlık kalitesinin korunmasının önemini vurguluyor. Moody’s’in değerlendirmesi, finansal istikrara dair olumlu beklentileri artırıyor.
Goldman Sachs İngiltere faiz oranlarında düşüş bekliyor
Goldman Sachs, İngiltere Merkez Bankasının (BoE) önümüzdeki dokuz toplantısının her birinde borçlanma maliyetini düşürmesiyle faiz oranlarının önümüzdeki sonbaharda %2,75’e düşeceğini öngördü. Banka, BoE’nin politika faizinin, hızla düşen enflasyon ve güvercin PPK yorumlarıyla birlikte daha fazla düşeceğini tahmin ediyor.
Goldman Sachs ekonomistleri, piyasanın BoE’nin para politikası komitesinin hareketlerinin olası kapsamını hafife aldığına dikkat çekiyor. Art arda 0,25 puanlık indirim tahminlerini sürdüren banka, nihai faiz oranını Kasım 2025’te %2,75 olarak öngörüyor.
Nomura: “Çin’in faiz indirimleri ekonomik canlanma kararlılığını gösteriyor”
Nomura analistleri, Çin’in son kredi faiz indirimlerinin, Pekin’in borçlanma maliyetlerini düşürme ve ekonomiyi canlandırma konusundaki kararlılığının altını çizdiğini belirttiler. Hem 1 hem de 5 yıllık LPR’lerde yapılan büyük indirimlerin beklendiğini ifade eden analistler, PBOC’nin reel ekonomide borçlanma maliyetlerini düşürme görevine vurgu yaptılar.
Nomura, Pekin’in önümüzdeki aylarda 2 trilyon ila 3 trilyon CNY tutarında mali teşvik uygulaması bekliyor. Maliye politikası duyuruları, yaklaşan NPC Daimi Komite toplantısında önem taşıyacak.
Nomura, BYD’nin liderliğini sürdüreceği görüşünde
Nomura analistleri, ayrıca BYD’nin yurt dışı faaliyetlerinden elde ettiği başarılı sonuçlarla Çin’deki güçlü satışlarını sürdüreceğini ön gördü. Şirketin 2024 iş stratejisi, fiyat indirimleri ve yeni bir plug-in hibrit platformun piyasaya sürülmesini içermekte.
Nomura, BYD’nin bu yıl 4 milyon elektrikli araç sevk ederek Çin pazarındaki liderliğini yeniden teyit etmesini bekliyor. Analistler, ihracat büyümesi ve yurt dışında genişlemenin şirketin orta ve uzun vadeli büyümesine katkı sağlayabileceğini öngörüyor.
Çin’de genç işsizlik oranı düşüş gösterdi
Çin’de 16-24 yaş arası gençler arasındaki işsizlik oranı, Eylülde %17,6 olarak gerçekleşti. Ülkenin istatistik bürosu tarafından açıklanan verilere göre, bu oran Ağustos ayındaki %18,8’e kıyasla bir düşüşü yansıtıyor.
Bu düşüş, genç işsizliğin kontrol altına alınmasına yönelik çabaların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Üniversite öğrencileri hariç tutulan bu yaş grubunda iş bulma olanaklarının artması önem taşıyor.
IMF Başkanı: “Yüksek fiyatlar kalıcı olabilir”
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, yüksek fiyatların kalıcı hale gelebileceğini belirtti. Georgieva, yüksek borç ve yavaş büyümenin ekonomik zorlukları artırdığına dikkat çekti.
IMF’nin global büyüme tahminleri, 2024 için %3,2 ve 2025 için %3,3 olarak belirlendi. Georgieva, iklim risklerinin bazı ülkelerin ekonomik beklentilerine zarar verebileceğine işaret etti.
Global açık işler azaldı: Seçim, vergi ve jeopolitik gerginlikler etkili
Küresel bir ankete göre, Eylül’de ABD’deki yaklaşan seçimler, İngiltere’deki vergi artışlarıyla ilgili belirsizlik ve artan jeopolitik gerginlikler, dünya genelinde beyaz yakalı açık işlerin azalmasına neden oldu. İstihdam danışmanlığı şirketi Robert Walters’ın yeni aylık Global İşler Endeksi, dünya çapında açık işlerin Ağustos ayına göre %5 azaldığını gösterdi.
Singapur, ABD, İngiltere, Avustralya ve Almanya’daki şirketler, açık işlerde en fazla düşüşü bildirdi. İş dünyasında güvenin düşük olması, işverenlerin işe alım kararlarında daha temkinli davranmasına yol açıyor.
