Görünüş itibarıyla arıların iki göze sahip olduğunu düşünmeniz aslında bir bakıma normal. Fakat onlar, bizim göremediğimiz fazladan gözlere de sahipler.
Gelin, bu gözlerin işlevlerine bakalım.
Arıların aslında beş gözü vardır.
Bu beş gözden ikisi bileşik göz, geriye kalan üçü ise basit gözdür ve ocelli olarak isimlendirilir. Bu canlıların sahip olduğu iki bileşik göz, minik kafalarının çoğunu kaplar, büyük kahverengi-siyah oval şekildedir ve hem hareketleri hem de renkleri algılamalarına olanak sağlar.
Ayrıca bu oval gözler, ommatidia ismi verilen binlerce küçük ışığa duyarlı birimden oluşur. Bu birimlerin her biri, ışığın beyne gönderilen sinyallere dönüştürülmesini sağlayan ve fotoreseptör hücrelerine odaklanmasına yardımcı olan bir koni ve bir mercekle kaplı ayrı bir göz görevi görür.
Bir bal arısının bileşik gözlerine yakından bakıldığında, kıllarla kaplı olduğu fark edilir.
Arıların gözlerinde kıllar olması, ilk etapta korkutucu görünebilir fakat bu minik tüyler, onlar için oldukça gereklidir. Bu tüylerin amacı, bal arılarının polinatör rolüyle ilişkilidir.
Tüyler, arının çok daha fazla polen toplamasına yardımcı olur. Yine bu sayede arılar, tüylü bacaklarıyla gözlerini silip polenleri kolayca çıkarabilir ve görüşlerini netleştirebilirler.
Öte yandan arıların üç basit gözü yani ocelliler, çok daha küçüktür.
Bunlar arıların kafalarının tepesinde, ortada ve üçgen biçiminde dizilmiş hâlde bulunabilirler. Bu gözlerin her biri yaklaşık 800 retina hücresine sahiptir. Ocelliler, iki bileşik gözün aksine uzaysal detayları algılamada herhangi bir role sahip değildir.
Bunun yerine bu üç göz, kendilerini yönlendirmek için ve Güneş’i kullanmalarına yardımcı olan oldukça hassas bir ışık dedektörü görevi görür. Özetle arıların görünüş itibarıyla iki gözü var gibi gözükse de aslında onlar toplamda beş göze sahiptir.
İlginizi çekebilir: