Google 2009 yılında, e-posta, grup sohbeti, belge düzenleme ve iş birliği yapabilme gibi özelliklerin tek bir platformda toplandığı bir dünya kurmayı hayal etmişti.
Google Wave ismini verdiği bu platformla daha önce hiçbir platformun sunmadığı bu bütünleşik bir deneyimi sunmayı amaçlamış ve büyük bir heyecan yaratmıştı.
Ancak neden geleceğin iletişim aracı olarak sunulan bu platform çok geçmeden tozlu raflarda yerini aldı?
Aslında Google Wave’in sorunu fazla iyi olmasıydı.
Google, e-postanın karmaşıklığını çözmek yerine ona yepyeni ve daha da karmaşık unsurlar eklemiş ve bu da kullanıcıları zorlamıştı.
Wave, o kadar fazla işlev içeriyordu ki çoğu kullanıcı platformu nasıl kullanması gerektiğini anlamakta zorlanmıştı.
Kullanıcı arayüzü karmaşıktı ve öğrenmesi de bir o kadar zordu.
Dolayısıyla insanlar, günlük iş akışlarını daha da karmaşıklaştıran bu aracı hayatlarına dahil etmekte oldukça zorlandı.
Üstelik Google’ın hedef kitlesini ne olarak belirlememesi de Wave’in kimler için tasarlandığı konusunda bir karmaşa yaratmıştı.
Bir diğer önemli problemse Google Wave’in gerçekte hangi ihtiyaca çözüm getirdiğinin net olmamasıydı.
Google Wave’in değerini net bir şekilde anlatmayı başaramadı ve ilk başta yarattığı büyük heyecan kısa sürede büyük hayal kırıklığına dönüştü.
Özetle, Google Wave oldukça vizyoner ve iyi bir fikir olmasına rağmen karmaşıklığı ve doğru kitleye ulaşamaması nedeniyle başarısız oldu.
Bugün Slack, Microsoft Teams vb. araçların sağladığı kolaylıklar, belki de Google Wave’in daha anlaşılır ve kullanımı kolay versiyonunun ne kadar başarılı olabileceğini kanıtlıyor…