Büyük Teknoloji Şirketleri Nükleer Güce Yöneliyor

tarafından
8 hours önce

Yapay zeka ve veri merkezlerinin hızla artan enerji talebi, küresel enerji sektöründe köklü değişimlere yol açmaktadır. Geleneksel enerji kaynaklarının yetersiz kalmasıyla birlikte, büyük teknoloji şirketleri sürdürülebilir ve kesintisiz enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleer enerjiye yönelmektedir. Google, Amazon, Microsoft ve Meta gibi şirketlerin, enerji arzını güvence altına almak ve karbon emisyonlarını azaltmak için nükleer enerji projelerine büyük yatırımlar yaptığı görülmektedir.

Özellikle Amazon’un Pennsylvania’daki Talen Energy ile yaptığı nükleer enerji anlaşması, Microsoft’un Three Mile Island nükleer tesisini yeniden faaliyete geçirme planları ve Bill Gates’in kurduğu TerraPower’ın Wyoming’deki projeleri bu dönüşümün en somut örnekleri arasında yer almaktadır. Giderek artan enerji talebinin karşılanabilmesi için küçük modüler reaktörlerin (SMR) geliştirilmesi gündeme gelirken, büyük ölçekli geleneksel nükleer santrallerin de enerji güvenliğini sağlamak adına önemini koruduğu belirtilmektedir.

Küresel Enerji Talebinde Yapay Zekanın Rolü

Yapay zeka sistemlerinin veri merkezlerinde yoğun şekilde kullanılması, enerji talebinin olağanüstü bir hızla artmasına neden olmaktadır. Bir veri merkezinin enerji tüketiminin, yapay zeka uygulamaları ile on katına kadar çıkabildiği belirtilirken, bu durumun ulusal şebekeler üzerinde ciddi bir yük oluşturduğu ifade edilmektedir. ABD Enerji Bakanlığı, küresel elektrik talebinin 2050 yılına kadar %75 oranında artabileceğini öngörmekte, bu artışın büyük ölçüde veri merkezleri, elektrifikasyon ve sanayi üretimi gibi sektörlerden kaynaklanacağı tahmin edilmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının, rüzgar ve güneş gibi kesintili üretim yapıları nedeniyle sürekli enerji sağlamada yetersiz kaldığı belirtilmektedir. Nükleer enerjinin ise 7/24 çalışabilen, kesintisiz ve emisyonsuz bir enerji kaynağı olarak bu ihtiyaca cevap verebileceği vurgulanmaktadır. Küresel enerji krizleri ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi jeopolitik gelişmelerin ardından enerji güvenliği konusunun yeniden gündeme geldiği ve nükleer enerjinin bu süreçte stratejik bir seçenek olarak değerlendirildiği ifade edilmektedir.

Küçük Modüler Reaktörler ile Yeni Bir Dönem Başlıyor

Nükleer enerjinin geleceğinde küçük modüler reaktörlerin (SMR) kritik bir rol oynadığı belirtilmektedir. Geleneksel büyük nükleer santrallerin inşa süreçlerinin maliyetli ve uzun vadeli olması nedeniyle, SMR’lerin daha hızlı devreye alınabilen ve ölçeklenebilir yapılar sunduğu ifade edilmektedir. Geleneksel reaktörlerin 1 gigawatt enerji ürettiği, ancak SMR’lerin yaklaşık 300 megawatt kapasiteye sahip olduğu ve üretim tesislerinde önceden montajı yapılarak sahada hızlı kurulum avantajı sağladığı belirtilmektedir.

SMR projelerinin ABD’de 2030 yılından itibaren devreye alınmasının planlandığı, ancak regülasyon ve yatırım süreçlerinin hala belirsizlik taşıdığı ifade edilmektedir. Bununla birlikte, büyük ölçekli nükleer santrallerin de enerji ihtiyacını karşılamada kritik olduğu ve yalnızca SMR’ler ile talebin karşılanamayacağı belirtilmektedir. ABD’de şu anda yeni ticari ölçekli nükleer santral inşaatı bulunmazken, kapatılan santrallerin yeniden devreye alınması için ciddi yatırımlar yapıldığı görülmektedir.

Teknoloji şirketlerinin, yapay zeka odaklı bir geleceğin ancak kesintisiz ve temiz enerji üretimi ile mümkün olacağını öngördüğü ve bu nedenle nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdürdüğü belirtilmektedir. Enerji altyapısındaki bu dönüşümün, önümüzdeki yıllarda teknoloji ve sürdürülebilirlik alanında yeni bir dönemi başlatması beklenmektedir.

Don't Miss

Eksun Gıda’dan Yeşil Güce 14,1 Milyon Euroluk Yatırım!

Türkiye’nin önde gelen un üreticilerinden Eksun Gıda, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yeşil enerji

Cummins hisseleri, güçlü talep sayesinde 3. çeyrek tahminlerini aşmasının ardından yükseldi

Cummins hisseleri, güçlü talep sayesinde 3. çeyrek tahminlerini aşmasının ardından yükseldi