Daha destekleyici bir döngünün eşiğinde olabiliriz
2023 yılı sonunda yayınladığımız strateji raporumuzda 2024 yıl genelinde temkinli duruşumuzu yatırımcılar ile paylaştık. Bu görüşümüzün ana nedenleri (a) düşük faiz ve yüksek talep politikaları sonucunda karların hızla artması, ve endeksin 2022 ve 1Ç 2024 arasında ABD doları bazında iki katına çıkması, yani yüksek baz etkisi, ve (b) buna ek olarak düşük faiz ve yüksek kar büyümesi döngüsünün terse döneceği beklentimiz idi.
Sonuç olarak, 2024’te, bugüne kadar, BIST100 Endeksi (güçlü TL’nin de etkisi ile) ABD doları bazında %14,2 (lira bazında +%33) yükseldi. MSCI EM endeksine göre yatay bir performans gösteren endeks enflasyon beklentimize yaklaşık negatif %25, mevduat faizlerine nazaran de Mayıs’tan itibaren yaklaşık %35 negatif reel getiri sağladı. Buna ek olarak, oldukça oynak bir yıl yaşadık. Şöyle ki; endeks Temmuz ayındaki zirvesi ile Kasım ayındaki dibi arasında %20’lik bir düşüş yaşadı, ve o dip tarihinden bugüne %17 oranında arttı. Şirketler ise 2024’ünilk çeyreğinin sonundan bu yana giderek daha zor bir faaliyet dönemi geçirmekte.
2024 yıl sonunda reel anlamda %70 net kar daralması ve %20 FAVÖK daralması beklemekteyiz.
Daralmanın ana nedenleri azalan alım gücü ve talebe bağlı ürün fiyat artışlarının sınırlanması, ve göreceli güçlü kalan TL ve zayıf global ekonomiler nedeni ile sınırlı talep ve düşük karlılıkta ihracat gelirleri sayılabilir. 2025 yılına ise benzer bir resim ile giriyor ve şirketlerin faaliyet ortamının, özellikle yılın ilk yarısında zorlu bir dönemin içinde olacağını düşünüyoruz. Ancak, Türkiye’nin geçen sene başının tam tersine, faiz düşüşü yaşayacağı bir döngüye girmekte olduğunu ve bunun 2024’den kalan düşük baz da dikkate alındığında yılın ikinci yarısında farklı bir resim ortaya çıkarabileceğini düşünüyoruz. 2025 için reel olarak %13 net kar, %4 FAVÖK artışı beklemekteyiz. Bu da karlılıklar açısından 2025 yılının ikinci yarısının birinci yarıya nazaran daha yüksek seyredeceğine işaret ediyor.
Buna ek olarak, artan GSYH beklentimiz ile 2026 yılında reel anlamda %5 FAVÖK ve %14 net kar büyümesi tahmin etmekteyiz. Olası ek vergiler ve daralmanın beklenenden daha derin olması, özellikle 2025 için, kar tahminlerimizdeki ana risk unsuru olarak öne çıkmakta. 2025 yılında sektörel bazda reel kar performansı açısından, değerlemeleri de göz önüne alarak, öne çıkartmak istediğimiz sektörler bankacılık, demir çelik, gıda perakendeve telekomünikasyon sektörleri.
Halihazırdaki endeks adil değer tahminimiz 13,037 ve yükselme potansiyeli %29.
Ancak, karlılık döngü ivmesinin yukarıya evrilmesi ile birlikte çok daha yüksek seviyeler mümkün. Bu bağlamda, adil değerler bankacılık ve sanayii sektörlerinde %27 ve holdinglerde %39.3 Ancak, uzun vadeli döngünün ivmesinin yukarıya evrilmesi ile birlikte çok daha yüksek endeks seviyelerinin mümkün olduğunu düşünüyoruz.
Reel bazda (2025/2026) kar büyüme beklentilerimizi ülkeler arası büyüme ve çarpanlara harmanladığımızda Türkiye’nin benzer ülkelere nazaran makul bir yıl geçirme ihtimalinin olduğunu ve iskontolu çarpanlarda işlem gördüğünü söyleyebiliriz. Öte yandan, 2026 tahminlerimiz gerçekleştiği takdirde, Borsa GOÜ FK çarpanlarına %60 civarı iskontoda gözükmekte. Sonuç olarak, yukarıda bahsettiğimiz olası 6 aylık zorluklara ve bölgesel politik faktörlerin yaratacağı olası oynaklıklara rağmen endeksteki zayıflıkların alım fırsatı yarattığını, ve Türkiye borsasının uzun vadeli patika değişikliğinin eşiğinde olabileceğini, 2026 öngörülebilirliği arttıkça hisse senetlerinin prim yapabileceğini düşünüyoruz ve faizin üzerinde getiri sağlamayabilme olasılığının mümkün olduğunu düşünüyoruz.
Öte yandan, jeopolitik gelişmeler geçmişten farklı olarak olumlu anlamda risk primini düşürücü etki yaratabilir.
Model portföyden Anadolu Grubu ve İş Bankası’nı çıkartıyor, Garanti Bankası ve TSKB’yi ekliyoruz.
4.çeyrekte de ana bankacılık gelirlerinde zayıflık beklentimiz ve enflasyon muhasebesinden göreceli avantaj sağlayacağını düşündüğümüz İş Bankası’nda 2025 yılında enflasyon muhasebesine geçişin iptali sebebiyle kar alıyor, yerine güçlü marj ve karlılık performansını sürdürmesini beklediğimiz Garanti Bankası ve TSKB’yi model portföyümüze ekliyoruz.
Anadolu Grubunu da son dönemdeki güçlü performansının ardından model portföyümüzden çıkartıyoruz.
Yazar: Ali Kerim Akkoyunlu, Araştırma Direktörü