Bugünün programlanabilir cihazlarının temel ilkeleri, binlerce yıl önce bir Yunan mucit tarafından keşfedildi.
MS 60 yılında icat edilen ve döneminin ötesinde bir vizyona sahip olan robotun mucidi, Antik Yunan’ın dahi mühendisi İskenderiyeli Heron.
Heron, bir matematikçi ve mühendis olarak dönemin en ileri teknolojilerini kullanarak geliştirdiği eğlenceli mekanizmalarla biliniyor.
Örneğin, sırf eğlence amaçlı icat ettiği mekanik tiyatro bunlardan biri ve bu makine sahnede kendi kendine hareket eden figürler sergileyebiliyordu.
O dönem için üst düzey bir teknolojiye sahip olan mekanik tiyatro doğal olarak Antik Yunan toplumunu âdeta büyülemişti.
Heron, eğlence ile mühendisliği harmanlayan mucitlerdendi ve belki de bu yüzden robotuna bir “sihir” havası katmayı başardı.
Peki Heron’un robotu nasıl çalışıyordu dersiniz?
Aslında robotun çalışma prensibi oldukça basit ve aynı zamanca zekiceydi.
Robotun merkezinde kurşun ağırlıklar, ipler ve makaralarla çalışan bir sistem vardı ve ağırlıklar, robotun hareket etmesi için gerekli enerjiyi sağlıyordu.
İplerin belirli şekillerde sarılması ve de aksın üzerine yerleştirilen pimler sayesinde, bu mekanizma robotun hareket yönünü değiştirebiliyordu.
Yani Heron, bu ipleri ve pimleri düzenleyerek robotun hareket tarzını programlayabiliyordu.
Yanlış duymadınız. Heron binlerce yıl önce programlanabilir bir sistem kurmayı başarmıştı!
Döneminin ötesinde olan bu mekanizma, günümüzde otomasyon dediğimiz teknolojinin ilk örneklerinden biriydi.
Özetle, Heron’un basit ama etkileyici buluşu, sadece bir eğlence aracı değil, modern teknolojinin kökenlerine işaret eden bir icat olarak tarihte yer buluyor.