Foreks – Merkez Bankası Başkanı Karahan, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini bildirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan İSO Aralık Meclis Toplantısı’nda konuşma yaptı.
Karahan, konuşmasında şunları söyledi:
“Dezenflasyon sürecimiz devam ediyor. Tüketici enflasyonu ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştü. Yıl sonunda enflasyonun yüzde 44’e düşmesini bekliyoruz.
Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Bu gelişmede düşük seyreden temel mal enflasyonu yanında iyileşme sinyallerinin belirginleştiği hizmetler sektörü enflasyonu da rol oynuyor.
Yaz aylarında baz etkisi ile hızlı düşen enflasyon, önümüzdeki dönemde aylık enflasyondaki iyileşmeyle düşmeye devam edecek
2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21 ’e indirmeyi hedefliyoruz.
Makroekonomik göstergeler dezenflasyon süreciyle uyumlu ilerliyor.
Temel mal enflasyonu düşük seyrini koruyarak, ana eğilimdeki söz konusu yavaşlamayı sürüklüyor.
Hizmet enflasyonunda iyileşmeye dair sinyaller ise belirginleş iyor. Kira dışındaki kısımda daha belirgin olmak üzere, kademeli bir iyileşme izliyoruz.
Öte yandan, çekirdek dışında kalan gruplara baktığımızda, üçüncü çeyrekte enerji fiyat artışının güçlendiğini gö rdük Bu gelişmede, yönetilen enerji kalemlerindeki fiyat gelişmelerinin yanı sıra maktu vergi güncellemelerinin etkileri öne çıktı.
Gıda tarafında ise üçüncü çeyrekteki iyileş menin ar d ından, geçici arz koşullarına bağlı olarak işlenmemiş gıda grubunda ekim ayında yüksek fiyat artışları gördük Bu görünüm kasım ayında da devam ediyor. Diğer taraftan, taze meyve ve sebze dışındaki gıda enflasyonu daha düşük seyrediyor.
Hizmet enflasyonuna daha yakından bakacak olursak, üçüncü çeyrekteki yüksek seyir, dönemsel fiyatlama ile geçmişe endeksleme davranışı güçlü olan ve fiyat artış sınırl amalarına tabi olan kira ve eğitim öncülüğünde sürdü.
Üçüncü çeyrekte hizmet enflasyonu üzerinde okula dönüş etkisi belirgin oldu. Okula dönüşün tamamlanmasıyla, bahsi geçen gruplarda göreli fiyat uyarlaması büyük ölçüde tamamlandı.
Hizmet fiyatları dinamiklerine kira ve kira dışı şeklinde bakmanın daha sağlıklı olduğunu değerlendiriyoruz.
Kiralar; deprem, kentsel dönüşüm, kira artış sınırlaması gibi nedenlerle, diğer hizmet kalemlerinden ayrı ele alınması gereken, yapısal boyutu da olan bir husus.
Bu saydığımız nedenlerle kira enflasyonundaki ataletin öngörülerimizden yüksek olduğunu değerlendirmekle beraber, kira hariç hizmetlerin daha belirgin yava şladığını görüyoruz.
Kasım ayına ilişkin perakende ödeme sisteminden elde edilen öncü göstergeler, son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret ediyor.
Para politikasındaki kararlı duruşumuz; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğili mini düşürmeye devam edecek.
Ayrıca, m aliye politikasının artan eşgüdümü nün de bu sürece önemli katkı sağlayaca ğını değerlendiriyoruz
Yılın ikinci çeyreğinde, yurt içi talebin yıllık büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken, net ihracatın büyümeye pozitif katkısı sürdü.
Bu dönemde, yurt içi talep büyümeye 1,2 puan katkı verirken, net ihracatın katkısı 1,3 puan olarak gerçekleş ti.
Böylelikle, büyümedeki talep kompozisyonu daha dengeli bir görünüm sergiledi.
Cuma günü açıklanacak üçüncü çeyrek verilerinde de bu görünümün sürmesini bekliyoruz.
Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor.
Bu dönemde, perakende satış lar bir önceki çeyreğe kıyasla bir miktar arttı.
Bununla birlikte, perakende satış lara daha detaylı baktığımızda, altın hariç ar tışın daha ılımlı olduğunu görüyoruz.
Hizmet üretim endeksi de iç talepte dengelenmeye işaret ediyor.
Bu göstergelerin yanı sıra, firma görüşmelerinden elde ettiğimiz bilgi ler de iç talepteki yavaşlamayı teyit ediyor.
Dördüncü çeyreğe ilişkin talep göstergeleri, talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini ima ediyor.
Farklı yöntemlerle hesapladığımız gösterg eler, üçüncü çeyrekte gerileyen çıktı açığının dördüncü çeyrekte de azalmaya devam ederek negatif düzeylere geldiğini gösteriyor.
Bu noktada altını çizmek isterim ki; sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme sürecek Önümüzdeki dönemde nega tif düzeyler de gerçekleşecek olan çıktı açığı, dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacak.
İç talepteki dengelenmeyle uyumlu olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz.
Son dönemde altın ve enerji hariç bakıldığında ihracat gücünü korurken, ithalat ılımlı seyretmekte.
Önümüzdeki dönemde benzer eğilimlerin süreceğini öngörüyoruz.
Enflasyon beklentilerinin seyri, dezenflasyonun hızı ve maliyeti açısından önem arz ediyor Sıkı para politikası duruşumuzla, beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız.
Piyasa katılımcılarının beklentileri görece daha düşük seviyelerde seyrediyor.
Hanehalkı nın ve f iyat yapıcı konum u ndaki r eel sektör ün enflasyon beklentilerinde ki iyileşme de devam ediyor.
Para politikasındaki kararlı duruşumuz yanında m anşet enflasyondaki düşüş ün de etkisi ile beklenti lerdeki iyileşmenin devam etmesini bekliyoruz
Üretici enflasyonu ana eğilimi ılımlı seyrini koruyor. Ekim ayı itibarıyla imalat sanayi enflasyonunun ana eğilimi yıllıklandırıldığında yüzde 19,7 i le halihazırda yüzde 32 olan yıllık üretici enflasyonunun önemli ölçüde altında seyrediyor.
Dolayısıyla, tüketici enflasyonu üzerinde üretici fiyatları kaynaklı baskılar zayıflıyor. Bu durum, TÜFE’deki mal enflasyonuna olumlu yansıyor.
Sanayi firmalarının fiyatlama davranışlarında net bir iyileşme gö rdük
İmalat sanayinde yurt içi satış fiyat beklentileri incelendiğinde, gerek yurt içi talepte, gerekse birim maliyetinde artış bekleyen firmalar arasında fiyat arttırmayı planlayanların oran ı gerileme eğiliminde
Mart ayında yüzde 50’ye çıkardığımız politika faizini sekiz aydır sabit tutuyoruz.
Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz.
Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesini, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentilerini göz önünde bulundurarak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceğiz.”