Neden Yapıldığını Anlamakta Zorlanacağınız Dünyanın En Garip 15 İcadı

1934 yılında Londra’da bebekleri temiz hava ile buluşturmak için pencerelerin dışına takılan kafesler önerildi. Neyse ki bu tehlikeli tasarım uzun ömürlü olmadı.

İngiliz sanatçı Dominic Wilcox’un Kellogg için tasarladığı bu cihaz, başınıza takılarak tahılları tabağınıza taşıyor. Ancak kahvaltı keyfini kolaylaştırdığı pek söylenemez.

1930’da Pilates, sırtı düz tutmak için V şeklinde bir yatak tasarladı. Amacı daha ergonomik bir uyku pozisyonu sağlamaktı ancak halk arasında pek tutulmadı.

1970’lerde Pet Rock adıyla bilinen bu ürün, içinde yuva benzeri bir alana sahip bir taş barındırıyordu. Gerçek bir evcil hayvan gibi özenle taşınan bu “evcil taş,” kısa süreli bir popülerlik kazandı ancak çabucak unutuldu.

Fliz adı verilen bisiklet, sürücüyü yukarıda askıda tutarak hareket ettiriyor. Zincirsiz olan bu bisiklet, kullanıcının bacaklarıyla ilerlemesini sağlıyor. Oldukça farklı bir deneyim sunsa da ulaşım için ideal değil.

1876’da Amerikalı Virgil Gates, bıyığını yiyecek ve içeceklerden korumak isteyenler için lastikli bir bıyık koruma aparatı tasarladı. Yeme içme esnasında bıyığın temiz kalmasını sağlamak isteyenler için ideal bir buluş olsa da pek rağbet görmedi.

Rinspeed’in ürettiği sQuba isimli araç, su altına dalabilen bir otomobil olarak tanıtıldı. Elektrikli motoru sayesinde 10 metre derinliğe kadar dalabilen bu araç, tıpkı James Bond’un filmindeki denizaltı aracı gibi.

Ostrichpillow tarafından üretilen Uyku Yastığı, masa üzerinde rahatça uyumak isteyenler için geliştirildi. Kafayı tamamen sararak ışığı ve sesi engelleyen yastık, uzun toplantılarda gözlerden uzak bir uyku için ideal gibi.

1960’ların Japonya’sında üretilen bu mekanik kedi, her dakikada on kez miyavlayarak fareleri kaçırmayı hedefliyordu. Ne yazık ki fareler bu ses tuzağına düşmedi.

1930’larda tanıtılan Hamlin gözlükleri, kullanıcıların yatarken rahatça kitap okuyabilmesi için özel olarak tasarlandı. Periskop gibi çalışan gözlükler, 45 derecelik bir açıyla okuma sağlıyordu. Günümüzde her ne kadar popüler olmasa da o dönemde yenilikçi bir fikir olarak kabul edilmişti.

Japon mucit Kenji Kawakami’nin buluşu olan Bahar Alerjisi Şapkası, şapka üzerine yerleştirilmiş bir rulo kağıt mendil içeriyor. Hapşırık nöbetleri yaşayanlar için geliştirilen bu şapka, sürekli mendil ihtiyacını karşılamak üzere tasarlanmış. Elbette, çok pratik olup olmadığı tartışılır!

1960’larda Goodyear, gece sürüşünü daha dikkat çekici hale getirmek için ışıldayan lastikler üretti. Sentetik kauçuk kullanılarak yapılan bu lastikler, içindeki ampullerle aydınlanıyordu. Ancak ıslak zeminde performans düşüklüğü ve yüksek hızda erime sorunları nedeniyle kısa sürede vazgeçildi.

Japon meyve suyu üreticisi Kagome, maraton koşucularının domates yemesini sağlayan Tomatan isimli bir robot geliştirdi. Başınıza takılan bu cihaz, size domates ikram ederek enerji sağlamayı hedefliyor. Tanıtım amaçlı üretilmiş olsa da pazara çıkamadan rafa kaldırıldı.

1930’larda icat edilen Dynasphere, benzinle çalışan tek tekerlekli bir araç. Bu araç, saatte 48 km hıza ulaşabiliyordu ancak üç metre yüksekliği ve yönlendirmede yaşanan zorluklar nedeniyle fazla ilgi görmedi. Aşırı hızda kullanıcıyı içinde savurduğu için kısa sürede terk edilen bir icat oldu.

Kedilerle arası iyi olan Japonya, 2011 yılında oldukça sıradışı bir icatla karşımıza çıktı. Necomimi adı verilen bu cihaz, kullanıcıların beyin dalgalarını analiz ederek kedi kulaklarını kontrol edebiliyor.

Kişi odaklandığında kulaklar dikleşiyor, rahatladığında ise düşüyor. İlginç bir şekilde kulaklar özellikle cosplay meraklıları arasında popüler hale geldi.