ABD seçimleri uzun soluklu bir dolar rallisinin başlangıcı olabilir ancak piyasalar bunu henüz anlamadı. ABD’de daha gevşek maliye politikası beklentileri, büyüme beklentilerini yükseltiyor, borsayı canlandırıyor, dünyanın geri kalanına karşı yüksek kalacak ABD faiz oranları ise doları destekliyor.
Ancak gelecek Trump vaat ettiği gümrük tarifelerini tamı tamına uygularsa daha büyük şoklar ufukta. 2018’de ABD’nin Çin’den ithal ettiği her şeyin yarısına yüzde 25 oranında gümrük vergisi koymasının ardından renminbi dolar karşısında yüzde 10 düştü. Sonuç olarak, ABD’de dolar cinsinden ithalat fiyatları çok az değişti ve gümrük vergileri, Kovid-19 salgını öncesi düşük enflasyon dengesini bozma konusunda çok az şey yaptı.
Eğer ABD daha fazla ve belki de çok daha büyük gümrük vergileri uygularsa, Renminbi’nin değer kaybetmesi acil bir durum haline gelecektir. Bunun nedeni, Çin’in tarihsel olarak halkında devaluasyon beklentileri ortaya çıktığında derhal sermaye kaçışına karşı katı tedbirler alması, yani bir gecede devaluasyon. Bu durum 2015 ve 2016’da gerçekleştiğinde, Çin’in resmi döviz rezervlerinde 1 trilyon dolara mal olan büyük çıkışlara yol açtı.
Belki o zamandan bu yana sermaye akışı üzerindeki kısıtlamalar sıkılaştırılmıştır, ancak bu olaydan alınacak ana ders, hane halklarının devaluasyon öngörüp dövize kaçmaması için renminbide önden yüklemeli, büyük bir düşüşe izin verilmesidir. ABD gümrük tarifeleri ne kadar kapsamlı olursa, bu mantık da o kadar önemli hale gelir.
Çin’den yapılan tüm ithalatlara uygulanan yüzde 60’lık gümrük vergisini ele alalım; bu rakam, Trump’ın kampanya sırasında öne sürdüğü rakam. 2018’den itibaren yürürlükte olan tarifeleri de hesaba katarsak, ABD ithalat fiyatlarını sabit tutmak için Renminbi’nin dolar karşısında yüzde 50 oranında düşmesi gerekebilir. Çin, bu oranı azaltacak misilleme niteliğinde gümrük vergileri uygulamaya koysa bile, gerekli olan renminbi değer kaybının boyutu muhtemelen eşi benzeri görülmemiş bir boyutta olacaktır.
Diğer gelişmekte olan piyasalar için bu kadar büyük bir değer kaybı deprem etkisi yaratacak. Asya genelinde para birimleri Renminbi ile birlikte düşecek. Bu da gelişmekte olan piyasaların para birimlerini aşağı çekecek. Emtia fiyatları da iki nedenden dolayı düşecek. Birincisi, piyasalar bir ticaret savaşını ve onunla birlikte gelen tüm istikrarsızlığı küresel büyüme bağlamında olumsuz bir şok olarak görecek. İkincisi, küresel ticaret dolar cinsinden yapılıyor; bu da gelişmekte olan piyasaların dolar yükseldiğinde satın alma gücünü kaybetmesi anlamına geliyor. Finansal koşullar aslında sıkılaşacak ve bu da emtialar üzerinde baskı yaratacak. Bu gelişme emtia ihracatçılarının para birimleri üzerindeki değer kaybı baskısını artıracaktır.
Böyle bir ortamda, gelişmekte olan piyasalardaki çok sayıda dolar çıpası uygulayan Merkez Bankaları özellikle savunmasız durumda. Pek çok sabit kıymet patlayıcı devalüasyon riskiyle karşı karşıya kalacak. Dikkate değer riskli ülkelerin başında Arjantin, Mısır ve Türkiye yer alıyor.
Gümrük tarifeleri, büyümeyi gelişmekte olan piyasalardan ABD’ye geri kaydıran bir süreç olarak küreselleşmeden kurtulmanın yebir bir dışavurumu. Bu aynı zamanda dolar açısından da olumlu. Son olarak, artan jeopolitik risk, emtia fiyatlarını daha değişken hale getirerek ekonomik şokların görülme sıklığını artırıyor. Bu da tamamen esnek döviz kurlarını artık geçmişe göre daha değerli kılıyor.
İyi haber şu ki gelişmekte olan piyasalar için politika reçetesi açık: Döviz kurunuzun serbestçe dalgalanmasına izin verin ve çok büyük bir dış şoka karşı dengeleyici bir rol üstlenin. Bu fikre karşı çıkış, büyük değer kayıplarının enflasyonu artırabileceği, ancak gelişmekte olan piyasalardaki merkez bankalarının bu durumla daha iyi başa çıkma konusunda daha iyi hale gelmesidir. Çoğunlukla Kovid enflasyon şokunu G10 muadillerine göre daha iyi atlattılar ve faiz oranlarını daha erken ve daha hızlı yükselttiler. Kötü haber ise dolardaki bir başka büyük yükselişin gelişmekte olan piyasalardaki yerel para cinsinden borç piyasalarına kalıcı zarar verebileceği.
Bu ekonomiler, son on yılda dolarda yaşanan büyük yükselişin, yabancı yatırımcıların kendi para birimlerine dönüş yaparken elde ettikleri getirileri ortadan kaldırması nedeniyle zaten sıkıntı yaşadı. Dolardaki bir başka büyük yükseliş bu varlık sınıfına daha fazla zarar verecek ve gelişmekte olan piyasalarda faiz oranlarını artıracaktır. Bu durum, bu ekonomilerin bütçelerini akıllıca ve önceden önlem alarak yapmalarını daha da zorunlu hale getiriyor.
Robin Brooks, IFC eski başekonomisti. Halen Brookings Institute’da araştırma görevlisi
Kaynak: FT, Big changes are coming for dollar and emerging markets