Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)’nun, bugün açıkladığı veri setine göre; 2025 Şubat ayı Sanayi Üretimi’nde yüzde 1,6 oranında daralma(-) görüldü. Bu veri sonrasında, senelik bazda da; önceki ayda(2025 Ocak) gerçekleşen yüzde 1,2’lik büyüme düzeyinden, yüzde 1,9’luk küçülme seviyesine gelindi.
Aylık bazda Sanayi Üretiminin alt kırılımlarını incelediğimizde; 12 alt sektörün sadece 3 tanesinde artış görülürken, 9 tanesinde ise daralma ortaya çıktı. En yüksek artış; yüzde 3,5 ile Elektrik, Gaz, Buhar sektöründe yaşanırken, bu sektörü yüzde 1,3 ile Enerji ve yüzde 0,7 ile de Orta-Yüksek Teknoloji sektörleri izledi. Sanayi Üretiminde en sert düşüş görülen alt sektörler ise; yüzde 7,6 ile Madencilik ve Taş Ocakçılığı, yüzde 6,9 ile Yüksek Teknoloji ve yüzde 2,9 ile de Ara Malı oldu.
Senelik bazda 12 alt sektörün 5 tanesinde artış yaşanırken, 7 tanesi daraldı(-). En çok artışın yaşandığı alt sektörler; yüzde 8,5 ile Elektrik, Gaz, Buhar, yüzde 8,0 ile Enerji ve yüzde 0,9 ile de Düşük Teknoloji oldu. En yüksek daralma(-) yaşanan sektörler ise; yüzde 24,4 ile Yüksek Teknoloji, yüzde 6,7 ile Sermaye Malı ve yüzde 5,8 ile de Madencilik ve Taş Ocakçılığı olarak gerçekleşme gösterdi.
Alnus Yatırım Değerlendirmesi
Sanayi Üretimi’nde, 2025 Şubat ayında görülen yüzde 1,6 oranındaki düşüş; 2024 Aralık ayında bazı sektörlerde ortaya çıkan hızlı artışın etkisini yansıtmakta. Konuyu biraz daha açarsak; Otomotiv gibi bazı sektörlerde, vergi, resim ve harç zamlarına yakalanmamak için yapılan önden yüklemeli alımlar görmüştük. Aralık ayında yapılan bu önden yüklemeli alımlar nedeniyle sanayi üretiminde de ortaya çıkan hızlı artış (Aralık ayında Sanayi Üretimi yüzde 5,0’lik artış kaydetmiş ve Yüksek Teknoloji sektöründe de yüzde 51,6’lık ekstrem artış görülmüştü); 2025 Ocak ayında olduğu gibi, Şubat ayında da bu sektörlerde talebin azalmasıyla yerini düşüşe bıraktı.
Yine, Şubat Ayında Madencilik ve Taş Ocakçılığı harcama grubunda ortaya çıkan yüzde 4,16 oranındaki Yİ-ÜFE artışı da; bu sektör üzerinde muhtemel olarak bir baskıya neden olmuş olabilir. Sermaye Malı ve Ara Malı sektörlerinde görülen daralmalar ise; doğrudan Sanayi sektörleri üzerindeki zayıflığa işaret etmekte. Yine, Şubat ayı ihracat rakamında ortaya çıkan aylık yüzde 1,88 ve yıllık 1,57 oranlarındaki azalışlar da; sanayi talebindeki zayıflamayı özetleyen unsurlardan birisi olmuştur.
Mart ayı verisine gelecek olursak, ay ortasından sonra iç tarafta oluşan oynaklığa karşın; ihracat tarafında aylık yüzde 12,64 ve yıllık yüzde 3,25 oranlarında ortaya çıkan artışlar, Mart ayı Sanayi Üretimi verisinin pozitif bölgede geleceğine işaret etmekte.
İlerleyen aylarda ise, TCMB’den devam etmesini beklediğimiz faiz indirimleri ve gevşeyebilecek makro ihtiyati tedbirlerin destekleyici olacağını düşünmekteyiz. Ancak, 20 Ocak’ta yeniden ABD Başkanlığı koltuğuna oturan Donald Trump’ın son haftalarda gündeme damga vuran ticaret politikaları ise; Dünya ticareti açısından belirsizlikleri artırmakta. Bu kapsamda, Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarının durumunu da; Sanayi Üretimi’ndeki toparlanmanın kalıcılığı açısından 2025 yılında dikkatle izleyeceğiz. Yine, jeopolitik risklerin geleceği de kritik olacak. O yüzden, Sanayi Üretimi’nde tam bir toparlanmadan bahsedebilmek için; içeride dezenflasyon sürecindeki başarının yanı sıra, dışarıdaki belirsizliklerin de büyük oranda ortadan kalktığını görmek gerekecek.
Marbaş MD Değerlendirme
Beklentimize paralel gerçekleşen ılımlı sonuçların etkisinin piyasaya nötr finansallara negatif etkisi olacağını değerlendirmekle beraber PMI ve göstergelerde toparlanma nişaneleri var olmadıkça istihdam kaybı süreceği ve birikmiş işlerin büyük oranda eritilmesi nedeniyle yılın 2.yarısına kadar ılımlı veya zayıf sonuçlarla yola devam edilecektir.